21 Temmuz 2016 Perşembe

KORE DİLİ Mİ? JAPON DİLİ Mİ? YOKSA ÇİN DİLİ Mİ?


Merhabalar, öncelikle yazımın tamamen benim görüşlerimi  ve gözlemlerimi içerdiğini belirtmeliyim. SADECE BENİM GÖRÜŞLERİM ! YAZIM GERÇEKTEN UZUN OLACAK ŞİMDİDEN BELLİ!
Bundan 3 yıl kadar önce tercih döneminde onlarca siteye bakmış saatlerce araştırma yapmış ve bu konuda beni tatmin eden bir cevap bulamamıştım.
Yine bir tercih dönemi başladı ve çevremdekilerden bölümüm hakkında sorular almaya başladım. Tek tek yanıtlamaktansa bu yazı daha ayrıntılı  ve güzel bir cevap olur diye düşündüm.

Öncelikle ben Japon Dili ve Edebiyatı 4,sınıf öğrencisiyim. Sonradan derslerini toparlamaya çalışan bir tembelim evet evet. Ne yazık ki 2016-2017 dönemi mezunu olamayacağım. Neyse konumuza dönecek olursak öncelikle kendi bölümümü yazmam daha doğru olacak.

NEDEN JAPON DİLİ?

Ben tamamen sevdiğimi ve zevk alacağımı düşünerek bu bölümü seçtim. Lise sona kadar herhangi bir Uzak Doğu Dili okumayı aklımdan bile geçirmiyordum. Çünkü Ankara'da bir Anadolu lisesinde Fen Bölümü öğrencisiydim ama derslerim de pek iç açıcı değildi ergenlik sorunlarından ve yatıp kalkıp dizi izlememden dolayı. Kendi kendime birkaç ay Korece öğrenmeye çalışmıştım ama heheh.


Lise sona sınıfa başladığım eylül ayında ani bir karar ile Japon Dili ve Edebiyatı okumaya karar verdim. Tek bir üniversite ve tek bir bölümü hedeflemiştim zaten. Tabiri caizse de yata yata kazandım arkadaşlar. Her zamanki gibi dizi izlemeye film izlemeye devam ettim. İlk dönem arada bir dershaneye giderdim ikinci dönem de hiç gitmez oldum. Kitaplarım defterlerim kalemlerim sürekli elimdeydi ama  kamuflaj olarak evdekilere karşı, onlara sorsanız çok çalıştım haha.
Halbuki odamda önümde kitaplar dizi film izlerdim.

PEKİ KAZANDIM DA NE OLDU?

Hiçbir zaman cosplaya ve animelere aşırı meraklı biri olmadım öncelikle. Sabahlara kadar J-Rock dinleyen Japon dizi ve filmleri izleyen bir öğrenciydim. Dönem başlayana kadar çok hevesli ve mutluydum gerçekten. Ama sonra işler değişti. Yeni bir şehir, yeni bir ortam, yurt hayatı, arkadaşlıklar, zaten sınav dönemimden yeni çıkmışım onun bir havası,  ailevi sorunlar, boş işler derken hevesimi kıran hocalar ve öğrenciler de eklenince ilk yıl pek okula gitmedim. Boş boş vakit öldürdüm. Çok da umurumda değildi açıkçası ben gibi bir sürü arkadaşım vardı
Tek suçu hocalara ve okuduğum şehre de atamam dediğim gibi benim sorumsuzluğum da bu duruma yol açan en büyük etken.


Ben şahsen kendi bölümü önermiyorum bana sorular geldiğinde ve bir sürü de nedeni var sıralayacak olursam.


  • Öncelikle burs imkanı yok denecek kadar az. Yılda  2 en fazla 3 kişi burs kazanıp Japonya'ya gidebiliyor. Her dönemden 2 -3 kişi değil ama toplam bütün bölümden dikkatinizi çekmek isterim.
  • Yabancı bir dil öğreniyorsunuz ve o ülkeye gitmeniz lazım değil mi? Ama Japonya gerçekten pahalı bir ülke kendi imkanları ile gidebilen öğrenci sayısı çok az. Yani burs kazanamadıysanız Japonya'ya gitmek bir hayal gibi AMA tabi ki imkansız değil. Zengin bir aileniz varsa hiç sorun değil.
  • Diğer Uzak Doğu Dili ve Edebiyatı öğrencileri Kore'ye Çin'e giderken gerçekten iç çekiyorsunuz bu bir gerçek.
  • Japonca çok zor bir değil ama gerçekten emek istiyor. Ortalama seviye bir gazete okumak için ezberlenmesi gereken 2000 den fazla Kanji var. Kanji Çin karakteri anlamına gelir. Kanji nedir diye soracak olursanız google amcadan daha ayrıntılı bir şekilde öğrenebilirsiniz. ÇOK ÇOK ZOR DEĞİL evet ama çok emek istiyor gerçekten. Başından sıkı tutanlar için Japonca gerçekten çok eğlenceli ve güzel bir dil. Çalışkan olmak lazım tamamen zeki olmanıza gerek yok. 
  • Japonca Hiragana, Katakana ve Kanji olarak 3 alfabeden oluşuyor. Hiragana ve Kanji'yi toplamda 4 günde şok edici ve gereksiz bir hızda öğrenmeye zorlandık. Tabi ki çoğumuz öğrenemedi. Daha ilk haftadan bu işkenceye ne gerek vardı anlamıyorum gerçekten. Katakana'yı da çok kullanmadığımız için öğrendikten sonra hemen unuttuk zaten. Çoğumuz hatta vizelerden (ilk sınav) sonra iki alfabeyi de tamamen öğrendik.
  • Daha hiraganayı kavrayamadan Kanji öğrenmeye başladık...Ne oluyoruz demeye kalmadan Japonca çok zor nidaları ortada dolaşmaya başladı. Sonra toparlayabilenler toparladı toparlayamayanlar uzattı ve okula küstü maalesef.
  • Kesinlikle Japoncanın çok asil ve özel bir dil olduğunu düşünüyorum. Tarihi, Mitolojisi ve Edebiyatı ile çok zengin.
  • KİŞİSEL FİKRİMCE bazı hocalarımızın yetersiz olduğunu düşünüyorum. 
  • Ha ben çok mu zekiyim çalışkanım da onu eleştirmeye hakkım var hayır ama hocalar gerçekten çok büyük bir etken. Sizinle dalga geçen ve hevesinizi kıran hocalardan sonra ne kadar seve seve o bölüme devam edersiniz çalışabilirsiniz bilmem.
  • KİŞİSEL FİKRİMCE bunun tam tersi olarak gecenin yarasında yada mesaiden sonra bizlere yardım etmeye çalışan,ilgilenen çok cici hocalarımız da var. Onların hakkını asla ve asla yiyemem.
  • Ayrıca Çanakkale Üniversitesi Japonca Öğretmenliği ve Ankara Japon Dili ve Edebiyatı 'nın Erciyes Üniversitesi Japon Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne göre daha çok daha fazla öğretim üyesi ve burs şansı var bu da acı bir gerçek.
  • Gerçekten Japon Dili ve Edebiyatı  okumak istiyorsanız tercihlerinizi öncelikle Çanakkale Japonca Öğretmenliği- Ankara Japon Dili ve Edebiyatı ve Erciyes Japon Dili ve Edebiyatı şeklinde sıralamanızı öneririm. Japonca deyince akla Çanakkale gelmeli diye düşünüyorum.
  • Bu yıl benim üniversitemdeki JDE bölümümden sanırım 4 mezun varmış sadece düşünün derim.
  • İş imkanına gelince Çin Dili'nin kesinlikle en avantajlı bölüm olduğunu düşünüyorum bu konuda. Mezun olduktan sonra direkt işe de girebilirsiniz ama onlar şanslı insanlar bence. İllaki Japonya ve Japonca ile ilgili bir işte çalışmak zorunda değilsiniz ama insanı o kadar emekten sonra gerçekten üzer diye düşünüyorum.
  • Hostes olabilirsiniz, Toyota- Sumitoma gibi ünlü Japon şirketlerinde çalışabilir veya tur rehberi olabilirsiniz. Kendiniz gerçekten geliştirmeli ve N2  en azdından N3 seviyesinde bir Japonca bilgisine sahip olmalısınız.

NEDEN KORE DİLİ?

Öncelikle Kore Dili ve Edebiyatı öğrencisi değilim bunu belirteyim ama en büyük pişmanlıklarımdan birisi de bu bölümü tercih etmemem.
Çok çok sonradan  anladım ki ben gerçekten Korelileri çok fazla sevmiyorum ama Koreceyi gerçekten seviyorum. Japonları çok seviyorum ama Japoncayı pek sevmiyorum Keşke zamanında anlasaydım...

Ev arkadaşlarımdan ikisi Kore Dili ve Edebiyatı okuyordu ve onlardan öğrendiklerimi ve gözlemlerimi size aktaracağım sadece.


Korecede öncelikle Hangul adında bir alfabe var. Hangul 24'ü temel 16'sı bu harflerden türetilmiş toplamdan 40 harften oluşmaktadır. Japoncaya göre gayet basit yani...

Öncelikle Korece'de 3. sınıfa kadar bizim öğrendiğimiz Kanji Dersini almıyorlar. Kore Dili'nde bu ders Hanca olarak geçiyor. Japon Dilinde bizim öğrendiğimiz Kanji'nin onda birini bile öğrenmiyorlar zaten pek de gerek yok onlar için sadece tarih ve edebiyat derslerinde nadiren işlerine yarıyormuş ve açıkçası çok zorlamıyor hocaları.

Bunları kesinlikle Koreceyi ezmek için yazmıyorum yanlış anlaşılmasın. Korece'nin de dil bilgisinde son eklerden dolayı zor olduğunu ve kelimelerinin saygılı hallerinden çektiklerini duymuştum,  Japonca da dil bilgisi bakımından kolay değil ama kelimelerin saygılı hallerinden ve saygılı konuşma tarzı yüzünden biz de çekiyoruz yani üzerine bir de ezberlememiz gereken Kanjiler var.

Burs olanağı olarak da Korece'de gerçekten burs olanağı çok fazla ve bölümlerinde Öğrenci Değişimi gibi programlarla gelen  Koreli öğrenciler de var. Kore Dili'nin Japon Dili'ne göre daha avantajlı ve rahat olduğunu düşünüyorum. İkinci öğretimlerin de açılmasıyla sayı olarak arttıkları için de burs konularında rekabet oluyormuş artık. Hocalarının da çok kaliteli olduğunundan bahsetmek istiyorum.
Korece deyince akla gelecek Üniversite Erciyes olmalı bence.
İş imkanı olarak Smasung ve benzeri şirketler de iş bulabilir veya hostes olabilirsiniz.
Pahalılık bakımından  Güney Kore Japonya kadar olmasa da Türkiye'ye göre pahalı bir ülke.



Şu an tekrar başa dönme şansım olsa kesinlikle Koreceyi seçerdim.! Ama Japoncayı da insan çözmeye başlayınca gerçekten çok ilginç ve eğlenceli bir dil olduğunu fark ediyor.




NEDEN ÇİN DİLİ?

Çin Dilinde okuyan bir kaç arkadaşım ama var ama açıkçası Kore Dili ve Japon Dili ve Edebiyatı kadar bilgi sahibi olmadığımı belirteyim.
 Uzak Doğu Dilleri arasında en fazla emek gerektiren dilin Çince olduğunu düşünüyorum. Japoncada  ortalama bir gazete okumak için 2.000 kanji gerekirken bu sayı Çince'de 3000 kadarmış. Çince de bu karakterler Hanzı olarak geçiyor yani en az 3.000 hanzı bilmek gerekiyor.
Gramer olarak çok zor olmadığından bahsetmişti tabi ne kadar doğru bilemiyorum...

Burs imkanı ve iş imkanı olarak en fazla avantajın Çin Dili'nde olduğunu düşünüyorum. Düşük bir ortalamaya Çin'de burs bulanabileceğini de yine bu bölümü okuyan arkadaşlarımdan öğrenmiştim.
Çin Dili'ni özel üniversitelerde okumanın daha avantajlı olacağını düşünüyorum. Geleceği ve imkanı olmayan hiçbir bölümü özel üniversitelerin açmayacağına da dikkat çekmek isterim. Bahsettiğim üç dil içinden özel üniversitelerde yeri olan tek dil Çince.
Herkesin bildiği üzere bu ülkelerden en ucuzu Çin.



FİKRİMİ SORARSANIZ?

En sevdiğiniz bölümü seçin derim. İş bakımından bakarsak Çin dilini öneririm.. Korece ve Japonca arasında bir fikir veremem maalesef  hobilere göre bu durum değişir.

5 Temmuz 2016 Salı

Tek Hücreli Kore Hayranları

Bu yazıma yakışan başlık "Ben ve Blog Adresi Değiştirme Hastalığım" olmalıydı ama geçmişte buna benzer bir yazım var zaten. 😂
Bu durum 4 yıllık lise hayatında 3 kere alan değiştirmiş, aldığı çoğu şeyi tekrar değiştiren ve sabırsız bir insan olan ben için pek de yadırganacak bir durum değil aslında.🙈
Ben gibi başka insanlar var mi acaba diye merak ettim şu an yada bir hastalık mı bu davranışlarım? Gece gece çok güzel kafa ütülerim🙊🙊🙊



Uzun zamandır aklımdan geçenleri yazacağım bu gece.
Son 3-4 yıldır Kore dizileri, Kore pop müziği vb. Uzakdoğu nimetlerinin çoğundan uzak yaşıyorum. Hevesimi aldım mutluyum modundayım sanırım.
Ne eskisi kadar diziler ne de müzikler beni kendine bağlıyor. Hayranların bunda etkisi çok büyük maalesef.

"Tek Hücreye Sahip Olan Kore Hayranları" hakkında yazmak istiyorum bu gece.
Kesinlikle yanlış anlaşılmasın bütün hayranlar için böyle demiyorum. Ben de hala çok seviyorum çoğu şeyi, çok güzel dostlar edindim, en yakın arkadaşlarım Uzakdoğu hayranlarından oluşuyor.

Ama bir kısım var böyle nasıl anlatsam nasıl dillendirsem bilemedim.Tek kelime ile Amipler gibiler.
Sosyal medyada onları gördükçe "Yavrum, kuzum sizin aklınız beyniniz yok mu, neden böylesiniz?" diye tek tek sorasım geliyor yemin ederim.



Ben de Korelileri Japonları dizilerini severim demeye utanır hale geldim.
Benim Uzakdoğu sevdam bundan 7 yıl önce kadar başladı. O zamanlar saysan 10 tane Uzakdoğu Blogu yoktu. 30 sayfa ancak vardık. Elle sayılır gruplar sanatçılar vardı.
Kimse kimsenin sevdiği ünlüyü boklamazdı. Her şey o kadar seviyeliydi ki.
O zamanlar dizileri televizyondan izlerdik. Evlerin hepsinde şimdiki gibi internet yoktu, flash bellekler ile birbirimize dizi verirdik. Hayranların çoğu ev hanımları ve üniversite öğrencileriydi.



Artık o zamanlar için; Ne güzel günlerdi be! diyebiliyorum sadece.
Kimsenin kimseyi boklamadığı güzel günler çok geride kalmış.

Şu anki hayranlık yaşı 9 yaşa kadar inmiş. Garipsiyorum gerçekten bu durumu ama şöyle de bir durum var abladan,abiden, anneden miras kaldı bu hayranlık. Ne ekersek onu biçeriz. Ama biraz beyninizi kullanın be yavrum! Küfür ederek birbirine iltifat ediyorsunuz falan.Yorumları, gönlerileri okurken gözlerim fal taşı gibi açılıyor. Ben utanıyorum o hallerinizden.
Bu durumun yaş ile de bir alakası yok.


Küçücük aklı başında olan bir sürü hayran da var haklarını yememek lazım.
Nehirler, Yarenler, Ayseler var. Sonuç olarak "Akıl yaşta değil başta."
Son olarak Kore-Japon -Çin Dili Edebiyatı okuyan 20 yaşını geçmiş Amipler de var tabi haksızlık etmemek lazım.
posted from Bloggeroid